MENÜ

ZİYARETLER

Medîne-i Münevvere'de Kabr-i Şerif Ziyaretleri
Medîne-i Münevvere
04 Mart 2017
0 yorum
Medîne-i Münevvere'de Kabr-i Şerif Ziyaretleri

Aşere-i Mübeşşere’den Sa‘d ibni Ebî Vakkas (Radıyallâhu Anh)ın Kabr-i Şerîfini Ziyaret

Cübbeli Ahmed Hocaefendi Medîne-i Münevvere’ye 40 km mesafede olan Sa‘d ibni Ebî Vakkas (Radıyallâhu Anh) Hazretleri’nin kabr-i şerîfini ziyaret etti. Sa‘d ibni Ebî Vakkas (Radıyallâhu Anh) cennetle müjdelenen 10 sahabeden biridir, kendisi Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in vefatından sonra Akik vadisinde uzlete çekilip ibadetle meşgul olmuştur. Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in: “Annem babam sana feda olsun ey Sa‘d! At” diye dua ettiği tek sahâbedir. Ok atıcılığıyla meşhur olup muharebelerle birçok müşriği attığı oklarla bertaraf etmiştir, bu yüzden Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in çok duasına mazhar olmuştur. Müşrikler cephesinden bir kişi kafasını bir saniyeliğine bile kaldırsa o anda okunu isabet ettirmeye muvaffak kılınmıştır. Bu yüzden Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)i çok sevindirmiştir. Kendisinin ikamet ettiği yerde şu anda yıkık vaziyette de olsa bir kasır kalıntısı mevcuttur. Allâh-u Teâlâ şefaatlerine nail eylesin, tekrar tekrar ziyaret etmeyi nasib eylesin. Âmîn.

Sa‘d ibni Ebî Vakkas

Sa‘d ibni Ebî Vakkas

Sa‘d ibni Ebî Vakkas

Sa‘d ibni Ebî Vakkas

Sa‘d ibni Ebî Vakkas

Kur’ân-ı Kerîm’de Bahsi Geçen Sahâbeden Bazısını Ziyaret

Cübbeli Ahmed Hocaefendi Medîne-i Münevvere’de üç sahabenin bulunduğu bir makbereyi ziyaret etti. Bu kabristanda Tebuk muharebesinden geri kaldıktan sonra Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) ve ashabının elli gün kendileriyle konuşmadığı daha sonra Allâh-u Teâlâ tarafından tövbeleri nazil olan ve Allâh-u Teâlâ’nın, kendilerini esirgediği, acıdığı ve tevbelerini kabul ettiği Kur’ân-ı Kerîm’in nassıyla beyan edilen üç zattan ikisinin kabri şerifleri bulunmaktadır. Bunlardan birisi Hilâl ibni Ümeyye (Radıyallâhu Anh), diğeri ise Ka‘b ibni Mâlik (Radıyallâhu Anh)tır. Bu zat: “Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)e bir bahane uydurarak özür beyan etmemeliyim, beni ancak doğruluk kurtarır” diye düşünerek doğruyu söylemiş ve bunun üzerine Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) “Bakalım Allâh-u Teâlâ sizin hakkınızda ne buyurur, o zamana kadar bekleyelim” diye kendilerine beyanda bulunmuştur. İşte böylece elli gün kadar bütün dünya kendilerine dar geldikten sonra Ğassân hükümdarı tarafından kendisine: “Sizin arkadaşınız size sıkıntı veriyormuş, bize gelin size çok ikram edeceğiz” diye mektub gelince: “Esas imtihan şimdi başladı” diyerek mektubu yırtmış ve hanımlarının dahî kendilerine yaklaşmadığı bu elli gün zarfında bütün sıkıntılara tahammül etmişler ve neticede tövbeleri kabul olunmuştur.

Ancak tevbeleri kabul olan üçüncü zat Mürâre ibni’r-Rabî (Radıyallâhu Anh) bu kabristanda değildir. (el-Buhârî, el-Meğâzî:75, no:4156, 4/1603)

Allâh-u Teâlâ şefaatlerine nail eylesin, onların tevbelerini kabul ettiği gibi bizlere de tevbe nasib etsin ve tevbelerimizi kabul eylesin ve ne kadar sıkıntılara uğrasak da dinimizden ve Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) in yolundan taviz vermememizi bize de onlar gibi muyesser eylesin. Âmîn.

Bu kabristandaki üçüncü zat ise Umeyr el-Basîr (Radıyallâhu Anh)dır. Bu zat aslen âmâdır, fakat âmâ olduğu halde İslâm’ı hicveden ve hayız bezlerini mescide atan Asmâ isimli soylu bir Yahudi kadını, güçlü kuvvetli çocuklarının arasında hiç korkmadan katlettiği zaman Ömer (Radıyallâhu Anh) “Bakın bu âmâ nasıl Allâh yolunda gayret ediyor” deyince Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in: “Bilakis o Basîr (gören)dir” şeklindeki iltifatına mazhar olduğu için kendisine Basir lakabı verilmiştir. (Burhâneddîn el-Halebî, es-Siyratü’l-Halebiyye, 3/222; İbnü Hacer, el-İsâbe, 4/599)

Kur’ân-ı Kerîm’de Bahsi Geçen Sahâbeler

Kur’ân-ı Kerîm’de Bahsi Geçen Sahâbeler

Vefatında Arş’ın Titrediği Sa‘d ibni Mu‘âz (Radıyallâhu Anh)ın Kabr-i Şerîfini Ziyaret

Cübbeli Ahmed Hocaefendi Medîne-i Münevvere’de Sa‘d ibni Mu‘âz (Radıyallâhu Anh)ın kabrini ziyaret etti. Özel bir mülkün bahçesinde bulunan kabri şerîfte iki kişi daha bulunmaktadır. Fakat türbeler Mürûr-u zamanla yıkıldığı için kabirlerde kimlerin yattığı tam olarak bilinememekte, ancak birinde Hârice (Radıyallâhu Anh)ın medfun bulunduğu ve 120 sene öncesine kadar orada türbe olduğu kabri bulunduğu kaynaklarda zikredilmiştir.

Sa‘d ibni Mu‘âz (Radıyallâhu Anh) Evs kabilesinin reisi ve büyüğüdür, dolayısıyla ensarın efendisidir. Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) o geldiğinde: “Efendiniz için ayağa kalkın” buyurarak ona hürmet etmelerini sahâbeye emrederdi. Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Bedir muharebesinde karşı tarafın çokluğunu duyunca sahâbeden bazısının tedbiren savaşa girişmek istemeyeceği düşüncesiyle: “Ey insanlar! Bana fikir verin” buyurarak onlarla istişare etmek istediğinde Sa‘d ibni Mu‘âz (Radıyallâhu Anh): “Biz İsrailoğulları gibi ‘Sen Rabbinle git, savaş, biz burada oturuyoruz’ demeyecegiz. Sen bize denize dalın desen biz peşinden denize gireriz, içimizden bir kişi bile geri kalmaz” demiştir.

Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) bu söze çok memnun olmuş ve bu sözler sahabeye teşvik olmuştur. Dolayısıyla Bedir muharebesine girilmesinin ve buyuk zaferin sebeplerinden biri de Sa‘d ibni Mu‘âz (Radıyallâhu Anh)ın bu konuşmasıdır. Bu yüzden kendisi Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in çok takdirini almıştır.

Yine böylece Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Kureyza oğulları hakkında ne hüküm vereceğini bu zata sormuş, kendisi eli silah tutanların katledilmesi hükmünü verince Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) tekbir getirerek: “Allâh-u Teâlâ’nın, yedi kat semanın fevkinde yazdığı kararı sen söyledin diyerek kendisini takdir etmiştir. Buhari hadîs-i şerîfinde zikredildiği üzere; o vefat ettiğinde Rahman’ın Arş’ı titremiştir. Hz Cibril gelerek: “Sizden kim vefat etti ki gök ehli onun ruhuna kavuşmakla sevindi” diye sormuştur. Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem): “Bu güne kadar dünyaya ayak basmayan yetmişbin melek Sa‘d ibni Mu‘âz’ın cenazesine katıldı” buyurmuş ve bu zatın kabrini daha sonraları da ziyarete devam etmiştir. Bu ziyareti bize nasib eden Allâh-u Teâlâ’ya sonsuz hamdolsun. Siz muhabbetle izleyenleri de Allâh-u Teâlâ iki cihanda saadetlere nail eylesin. Âmîn.

Sa‘d ibni Mu‘âz

Sa‘d ibni Mu‘âz

Sa‘d ibni Mu‘âz

Sa‘d ibni Mu‘âz

YORUM YAZ
PAYLAŞ
KULLANICI YORUMLARI
  • İlk Yorum Yapan Siz Olun!
YORUM YAZ