Ey Müslüman! Her yıl, başına bunca sıkıntılar geliyor. İbretlik hâdiseler önüne seriliyor. Oysa sen gaflet içerisinde eğlenicisin. Namazı terk ederek Rabbinin taatını terk edicisin. Nihayet İslam bir yolda, sen ise başka bir yolda gidicisin.
Dînin direği, İslam'ın esası, kurtuluşun sırrı, felahın aslı ve Allah'ın Müslümanlara ahdi olan namazı ne zamana kadar daha zayi edeceksin. Ona önem vermeyeceksin, yahut vaktinden çıkaracaksın. Bu senin dîni hafife alman değil de nedir?! Yoksa sen namazın farz oluşundan, onu kılmayan bir yana kazaya bırakanın dahi ne azaplara çarpılacağından şüphe içerisinde misin?!
Ey Müslüman! İslam bağının düğümü olan namazı zayi eden kişinin azap çekmeyeceğini sanıyorsan, işte bu risalede namazın dindeki önemine dâir zikredilen âyet-i kerîme ve hadîs-i şerifleri iyi oku ki, namazı terk eden kişiden Allah ve Rasûlü'nün güvencesinin kalktığını, yaşasa da ölse de o kişinin ne alçak bir durumda kaldığını, ölürken neler çekeceğini, sonra kabir azabını ve âhiretteki sığınağının cehennem olacağını iyice anlayasın.
Artık sen namazları terk etmekten sakın! Eğer bunu yaparsan helâk olanlarla birlikte dünya ve âhiretini kaybettin demektir.
Bu risâleyi okuyan her Müslümanın bunu iyice anlaması ve Allah ve âhiret gününe inanıyorsa bunu Müslümanlar arasında yayması îcab eder. Herkes yaptığının karşılığını hak eder.