Bütün hamdler, bir olan ve eşi-benzeri bulunmayan Allâh-u Te‘âlâ’ya mahsustur.
Sonsuz salât-ü selâmlar da bizlere dünyâ-âhiret saâdetinin yollarını gösteren Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in, Ehl-i Beyti’nin ve sahâbesinin üzerine olsun.
Okuyucularımızın mâlumu olduğu üzere; âdet hâlinde bulunan veyâ lohusa durumunda olan hanım kardeşlerimiz, kendilerini cinlerden, sihirlerden vesâir musîbetlerden koruyacak Âyete’l-Kürsî, Felak ve Nâs gibi sûreleri ve âyet-i kerîmeleri okuyamadıkları için, neleri okuyabileceklerini de bilmediklerinden, o hassas dönemlerinde maddî ve mânevî büyük sıkıntılara dûçâr olmaktadırlar.
Oysa sahih hadîs-i şerîflerde kendilerini bu sıkıntılardan muhâfaza edecek birçok duâ mevcuttur ki bunlar bizim “Duâlarım” isimli kitabımızda da mezkûrdur. Lâkin bu gibi kitaplarda âyet-i kerîmeler ve sûreler de bulunduğundan bu durumdaki hanım kardeşlerimiz bu kitaplara da el sürememektedirler.
Hâl böyle olunca biz de onlara bu hususta kolaylık sağlamak için, uyanışlarından tekrar uyuyuncaya kadar geçirdikleri saatlerde yapacakları bütün işlerde kendilerini cinlerden, şeytanlardan, sihir ve büyülerden, âdet dönemlerinde yaşadıkları rûhânî (psikolojik) sıkıntı ve bunalımlardan vesâir âfetlerden kesinlikle koruyacağı vaad edilen duâları bu küçük risâlemizde cem ettik.
Ayrıca sabah-akşam okuyanların cennete girmesini, Allâh-u Te‘âlâ’nın rızâsına kavuşmasını, maddî-mânevî genişlik, âfiyet, rızık ve ziyâde sevaplar kazanmasını temin edecek bâzı duâ ve zikirleri de risâlemizin en sonundaki bapta zikrettik. Zîrâ bu duâları da âdet hâlindeki hanım kardeşlerimizin okumaları münâsip olacak ve o namazsız hâllerindeki feyizsizliğin yerini bu zikirler büyük oranda dolduracaktır.
Bu duâların zikredildiği eserlerde de âyet-i kerîmeler bulunduğundan hanım kardeşlerimiz onlara dokunamadığı için, erkek veyâ kadın abdestsiz hattâ cünüb, hayızlı veyâ lohusa biri gönül rahatlığıyla bu risâleyi eline alıp içindekileri hiç şüphelenmeden okuyabilsin diye bu eserde bu zikirleri de cem ettik.
Nitekim hadîs-i şerîflerde cünüp olan kişinin, müsâit bir zamanda imkân bulduğunda yıkanıncaya kadar dahî zikirsiz durmaması tenbih edilmiştir. (ed-Dârimî, es-Sünen, rakam:1040, 1/681; es-Süyûtî, Câmi‘u’l-ehâdîs, rakam:3078, 4/214)
Lâkin bu durumda olanlar hakkında, özellikle namazsız hanım kardeşlerimiz için en mühim olan şey korunmaları olduğu için “Muhâfaza Duâları”nı ilk başta zikretmeyi münasip gördük.
Ama fazîletli duâ ve zikirleri de ihmâl etmemelidirler. Zîrâ Allâh-u Te‘âlâ’nın azâbından ve şeytandan kurtaracak en büyük kale hiç şüphesiz ki zikirdir, en büyük silah da ancak duâdır.
Allâh-u Te‘âlâ cümlemize bu eserde zikredilen duâlarla meşgul olup, Yüce Rabbimiz’in zikrinden gaflet sebebiyle iki cihanda başımıza gelecek belâları savuşturmayı ve bu zikirler mukābilinde vaad edilen ecr-u mesûbâta kavuşmayı nasîb-ü müyesser eylesin. Âmîn!
17 Cemâziyelevvel 1439 / 3 Şubat 2018