Mustafa Öztürk “Kur’ân’ın dediği gibi cennette ebedî kalacaksak orada devamlı piknik mi yapacağız” diyerek bakın Kitâbımızla nasıl alay ediyor?!

Bu adamlar çocuklarımızın dînini, îmânını hem de İlâhiyât gibi bir câmiada çalarken biz sessiz kalırsak başımıza toptan bir belâ gelmesinden endişe ediyorum.

Çünkü hadîs-i şerîfde, “İnsanlar münkeri görüp de onu değiştirmezlerse yakındır Allâh umûmunu azapla kaplar”  buyurulmuştur.

Hiç olmazsa bu gibi adamların Kur’ân inkârından rahatsız olan genel mânâda ümmetimiz adına bizler bir şeyler söyleyerek ve reddiyeler yaparak hem kendimizi hem de bizi seven milyonlarca insanı bu belâlardan kurtarmaya çalışmaktayız. Zira sükût ikrâr sayılır, ikrâr ise rızâ anlamı taşır. Günaha rızâ günah ama küfre rızâ küfürdür.

Bu konuşmalar dünyâ İslam âleminde hangi âlime sorulsa şirk ve riddet sözleri olarak değerlendirir. Allâh-u Te‘âlâ’nın açık beyânları mevcutken bu şekil alay etmek insanı dinden, îmândan eder. Ehl-i Sünnet i’tikâd metinlerinden Ömer Nesefî ‘akâidinde de zikredildiği üzere insanı kâfir eden husûslardan biri de dinde sâbit olan bir mesele ile istihzâ etmektir.

Allâh-u Te‘âlâ cümlemizi hidâyetten sonra yoldan çıkmaktan muhâfaza eylesin ve bu gibi hassas husûslarda dînimize sâhip çıkabilmeyi nasîb eylesin. Âmîn!