MENÜ

Cübbeli Ahmet Hoca Hadis Uydurma Uzmanı mı?
HABERLER
14 Kasım 2017 23:06
0 yorum
Cübbeli Ahmet Hoca Hadis Uydurma Uzmanı mı?

Cübbeli Ahmet Hoca Hadis Uydurma Uzmanı mı?

Günümüzde büyük bir İslam alimi kabul edilen Cübbeli Ahmet diye tanınan Ahmet Mahmut ÜNLÜ Hocaefendi'nin Beyzavi Tefsir Dersleri başlıklı ders halkasının birinci videosunda -ki o video şu anda yayında değil- Hadis Usulü ve hadise yaklaşım tarzı babında Cübbeli Ahmet Hocaefendi'nin yaklaşık 45 dakikalık bir değerlendirmesinden yola çıkarak, Mahmut Efendi hazretlerinin maddi hizmetini yapan şahısların çıkarmış oldukları Marifet Dergisinde konuyla alakalı tahkire varan bir uslupla Hocaefendi yerilmiş ve sanki kendisi Hadis ilminden bihabermiş gibi bir intiba uyandırılmak istenmiştir. Tartışmanın esasına baktığımızda arka planında Zayıf Hadis sayılan bazı rivayetlerin Hocaefendi tarafından şiddetle kullanılması ve bu hususta ilgili şahısların rahatsızlığı görülecektir.

Zayıf Hadisle amel edilip - edilmeyeceği, hangi konularda amel edilebileceği İslam tarihi boyunca hep tartışma sebebi olmuştur. Bir şey tartışma sebebiyse onun hakkında kesin bilgi üretmek en büyük hatadır, çünkü bu diğer düşünceyi yok saymaktır ki bunun ilmi hiç bir değeri yoktur. Hadis tarihinin ilk üç asrını kapsayan rivayet döneminde özellikle itibar amacı ile kimi hadis imamları fezail konularında zayıf rivayetlerin elde edilmesi ya da rivayet edilmesine olumlu bakmış­lardır. Bu yaklaşım, orijinal eser tasnif ve telifinin devam ettiği IV, V ve VI. asırlarda da herhangi bir değişikliğe uğramaksızın varlığını sürdürmüştür. XIX. asrın ortalarından itibaren, İslam dünyasının Batı karşısında geri kalmışlığını aşma çabaları arasında ortaya çıkan yeniden ihyacı söyleme sahip pek çok ilim adamı 'İslam'ın aslına dönebilmeyi ve dini Hz. Peygamber'den sadır olan en saf şekliyle yaşayabilmeyi' hedefleyerek bunu gerçekleştirmek için hadis rivayetinde sahih-sakim ayrımını, 'rivayet ve amel hususunda sahih hadislerle yetinmek gerektiğini' vurgulamıştır. Görüldüğü üzere İslam'ın altın nesli olarak kabul edilen ilk devir uleması bu konuda ılımlı iken Günümüzde İslam Alimidir diyebilmemiz çok zor olan belki İslam Bilgini diyebileceğimiz kişiler zayıf hadisleri imha anlayışı içindedirler. Zayıf hadislerin hiçbir işe yaramayacağı kanaati son derece yanlıştır. Bu kanaata varılmasında çok zaman zayıf hadislerin mevzu hadislere karıştırılması rol oynadığı gibi, zayıf hadisleri mertebeleri olduğunun göz önüne alınmayışının da tesiri vardır. Zayıflığı şiddetli olmamak şartıyla, bir takım karine ve delillerle desteklenen zayıf hadislerin, itikat ve haram-helal konuları dışında delil olabileceği görüşünü benimsiyoruz. Çünkü toplumların zihin dünyalarının oluşumunda Kültürlerinin yadsınamaz bir değeri vardır. Din de Kültürün şekillenmesinde en önemli argümandır. İslam Dini'nin ikinci ana kaynağı olan Hadislerin de İslam kültürünün omurgasını oluşturduğunu söylemek abartı kabul edilmemelidir. Zayıf Hadislerin Hadis Külliyatı içerisinde önemli bir yerinin olduğu da unutulmamalıdır. Yine Zayıf Hadis denilen bir Hadisin rivayet tarikiyle zayıf olduğu gerçeği akıldan çıkarılmaması gereken bir husus olması gerekir. Yine bir Hadise bir münekkid zayıf derken bir başka münekkidin de Hasen hatta Sahih dediği bir vakıadır. Dolayısıyla bu konuda değerlendirme yapılırken bütün bunlar esas alınarak bir kanaate ulaşmaya çalışılmalıdır. Aynı titizlik "UYDURMA RİVAYETLER" açısından da geliştirilmelidir. Manen rivayetin esas olduğu Hadis Rivayetinde, çoğu mevzu sayılan rivayetlerin lafzen mevzu olduğu fakat mana itibarıyla sahih olduğu bilinen bir husustur.

Özellikle Tasavvuf Erbabınca kullanılan ve kitaplarında yer bulan fakat gerek kaynağı bulunamayan gerekse meşhur mevzu kabul edilen rivayetlerin aslında lafzen böyle olduğu fakat manen sahih olduğu gerçeği ilmen bilinen bir durumdur. Bütün bunlara rağmen yüzeysel bilgi elde eden ve bu sebeple Zayıf ve Mevzu Hadisin ne olduğunu anlayamayan çevrelerce "UYDURMA HADİS UZMANI" olarak itham edilen Cübbeli Ahmet Hocaefendi'nin, aslında işin derinliğine inildiğinde ne denli bir HADİS ALİMİ olduğu ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla günümüzdeki tartışmanın aslında ilmi bir derinliğinin olmadığı daha çok magazinsel bir boyutunun olduğu aşikardır. Bir kez daha Yüzeysel bilgi sahiplerinin ne kadar Cahil oldukları bu tartışma vesilesiyle ortaya çıkmış bulunmaktadır.

- Mikail Miral

YORUM YAZ
PAYLAŞ
KULLANICI YORUMLARI
  • İlk Yorum Yapan Siz Olun!
YORUM YAZ