Atatürk hakkındaki bu misilli konuşmaları ilk yapıyor
değilim, Teketek’de de yapmıştım. O zaman merhum Kadir MISIROĞLU ağabeyimiz
bana reddiye yapmıştı. Sonra Mahmûd Efendi Hazretlerinin yanına çıktığımda: “Seni
bu (Teketek’te yaptığın) konuşmalarından dolayı tebrîk ediyorum” buyurmuştu.
Dolayısıyla pişmiş aşa su katmanın bir mânâsı olmadığı gibi hiçbir tenkit de
Efendi Hazretlerinin tebrîkinin üzerinde olamaz. Ali Fethi Esener Paşa’nın
Atatürk’ün hutbelerde anılmasıyla ilgili teklifine karşı Efendi Hazretleri’nin
ona verdiği cevap da bu konuda ufkumu açmıştır.
Bizim ne yapmak istediğimizi ve memleketin önümüzdeki
süreçte yaşaması muhtemel bulunan kutuplaşma tehlikesine karşı hangi tedbirleri
almamız lazım geldiği hususunda neleri öngördüğümüzü merak edenler daha önce
FETÖ ve IŞİD meselesinde öngördüğümüz çıkarımlardan çok kolay fikir sâhibi
olabilirler.
Burada da sevenlerimiz beyanlarımızı mutlaka hikmetlere
mebnî olarak düşünmelidirler. Zira biz kırk senelik kürsü hayatımızda abesle
iştigal etmedik, kimseyi yanlışa yönlendirmedik. Elbette Allah, Rasûlü ve
evliyâullâh hâriç kimse kimseyi sevmeye mecbur değildir ama sövmek ve hakkı
tersine çevirmek de hakkı değildir.
Bugün Hayrettin Karaman gibi Ehl-i Sünnet dışı fikirlerle dînimizi tahrîfe yeltenenleri bayramda ziyâret edip duâsını alan bazı yazar çizerler dînimize hizmet etmek istiyorlarsa Atatürk’e hakaret eden paylaşımlarla fitne çıkararak müslümanlara zarar vermek yerine sahâbeyi sevmemekle ve kabir azâbı gibi mütevâtir konuları inkâr etmekle ma‘rûf olan kişilere reddiye yaparak dînimize daha ziyâde faydalı olacaklarını anlamalıdırlar ve bu beyânımı kendilerine “Armağan” olarak kabul etmelidirler.
--- --- --- --- ---
Atatürk’ün Kıraat Alimi Mehmet Rüştü Aşıkkutlu Kutlu Hocaefendi’ye Kur’an eğitimi müsaadesiyle ilgili Mehmet GÜNAYDIN'ın yazısı;
1930'lu yıllarda din eğitimini verenlere karşı devlet
erkinin olumsuz bir tavır sergilediği bilinen bir gerçektir. Aşıkkutlu, böyle
bir dönemde bizzat, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK'ten aldığı
şifahi izinle 1932 yılında kendi köyünde Kur'an öğretimine başlamıştır. 1937
yılında da Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan resmi izin alarak Kur'an Kursu'nu
açmaya muvaffak olmuştur.
Mehmet GÜNAYDIN
Dini Araştırmalar Dergisi, Ocak - Nisan 2000, C. 2, s. 6
--- --- --- --- ---
Of Müftülüğü'nün 21.06.1973 tarih ve 0/2-152-73 sayılı
yazısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan Kurs Belgelerinin düzenlenmesiyle
ilgili tereddütlerinin giderilmesi için ekinde yazdığı dilekçede Kur'an
Kursu'nu 1937 yılında açmaya muvaffak olduğunu belirtmektedir.
Ayrıntılar İçin Bkz: https://www.cubbeliahmethoca.com.tr/assets/file/2000_6_GUNAYDINM-7-8.pdf